Kendinize “Anne ya da baba olarak yeterince iyi ebeveynlik yapıyor muyum?” diye soruyor musunuz? Kendinizi diğer ebeveynlerle karşılaştırıyor veya düşüncelerinizle ve eylemlerinizle küçültüyor musunuz? Pek çok insan mükemmel ebeveyn efsanesine inanıyor. Uzaklarda bir yerde mutlu, uyumlu, sorunsuz çocuklar yetiştiren; asla sinirlenmeyen, kural koymaya ihtiyaç duymayan ideal anne ve babalar olduğunu düşünüyor.
Günümüz ebeveynlerinin her şeyi yapmaları ve çocukları için her şey olmaları yönündeki baskı, birçok aile için gerçek bir sorun. Online annelik savaşlarından, kayınvalidelerin yargılayıcı bakışlarından, arkadaşlar arasındaki kıyaslamalardan ve sosyal medyada devam eden küçük düşürmelerden dolayı annelerin ve babaların mükemmel ebeveynler olma ihtiyacı hissetmelerine şaşmamak gerek. Gerçekte olan ya da olması gerekenin bu beklentilerle uzaktan ya da yakından ilişkisinin olmamasıdır. Mükemmel bir ebeveyn ya da mükemmel bir çocuk diye bir şey yoktur.
ANNELERİN HİSSETTİĞİ SUÇLULUK
Bir anne kendini yetersiz hissettiğinde veya çocukları için yeterince şey yapmadığını düşündüğünde suçluluk hissetmeye başlar. Bir kadının perinatal (doğum öncesi ve doğum sonrası) döneminde tetiklenebilir. Örneğin, bir anne, beklenmedik bir doğum sürecinde sağlığına dikkat etmediği için kendini suçlayabilir. Bebeğin yoğun bakım ünitesine yatırılması, emzirme sürecinde yaşanan zorluklar, bir bebeğe bakım verme zorlukları, günlük yaşam işlerine ayak uydurmakta güçlükler ve annelik izninden sonra işe geri dönme suçluluk hissini arttırabilir. Bu suçluluk hissi, çocuklar büyüdükçe tam zamanlı bir işte çalıştığı için, çocuğunun okulundaki etkinliklere katılamadığı ya da sağlıklı besleyemediği için tekrar etmeye devam edebilir.
BABALARIN HİSSETTİĞİ SUÇLULUK
Önceki nesillerden farklı olarak günümüz babaları, çocuk yetiştirme konusunda daha aktif bir rol üstleniyor. Eskiden babaların hissettiği suçluluk daha çok ekonomik temelli olsa da şimdi babalar da anneler gibi bakım vermekle ve zaman ayırmakla ilgili suçluluk hissediyor. Babaların bir an önce işe dönmesi, çocuğunun maddi ve manevi ihtiyaçlarını karşılamaya dair suçluluk hislerini tetikleyebiliyor.
Özellikle ilk kez baba olacaklar babalık konusunda büyüklerinden farklı bir bakış açısına sahip olabiliyor. Babalarının yaptığı hataları yapmamayı düşünürken kendilerini yine aynı hataları yaparken bulduklarında suçluluk duyguları pekişebiliyor. Ayrıca, yeni babaların nesiller arası ebeveynlik rehberliği almaması, yetersizlik duygularını derinleştiriyor.
Kültürün, özellikle cinsiyete dayalı olarak ebeveynin rol ve sorumluluklarının tanımlanmasında da çok önemli bir rolü vardır. Söz konusu beklentileri karşılamak, bir ebeveyn üzerinde büyük bir baskı yaratır ve ardından suçluluk duygusuna sebep olur.
Anne ve babanın hissettiği suçluluk, ebeveynlerin yetersizlik duyguları yaşamalarına, olumsuz bir benlik algısına ve düşük bir benlik saygısına sahip olmalarına neden olur. Bazı ebeveynler de, öz değerlerini etkileyebilecek utanç duyguları yaşarlar.
Bu suçluluk ve utanç duyguları desteksiz bırakılırsa, doğum sonrası depresyon, anksiyete ve OKB semptomları dahil olmak üzere ebeveynlerin ruh sağlığını etkiler. Her 7 kadından 1'inin ilk üç ay içinde doğum sonrası depresyon yaşadığını, her 10 babadan 1'inin doğum sonrası depresyon bildirdiğini belirtmek önemlidir. Bu nedenle profesyonel yardım almak çok önemlidir.
EBEVEYNLER SUÇLU HİSSETTİĞİNDE;
Kaçınma davranışı gösterirler: İnsanlar olumsuz duyguları rahatsız edici bulur ve bu duygularından kaçınmayı tercih edebilirler. Ebeveynler, aile sohbetlerine dahil olmamak, telefonla vakit geçirmek ve fazla çalışmak gibi suçluluk duygusundan kaçınmak için sağlıksız başa çıkma stratejilerine başvurabilirler.
Aşırı hoşgörülü olabilirler: Çocuklarıyla yeteri kadar vakit geçiremediğini, ihtiyaçlarını karşılayamadığını düşünen ebeveynler imkanları doğrultusunda aşırı hoşgörülü davranışlar sergileyebilirler. Ebeveynlerin gereğinden fazla oyuncak almak, evde sınır koymamak, çocuklarının istediği her şeyi yapmak gibi eğilimleri olabilir. Bazı ebeveynler, duygusal yeme, sık ve/veya aşırı alkol/diğer maddelerin kullanımı veya sosyal medyada çok fazla zaman geçirme gibi ani doyum sağlayan etkinliklere başvurabilirler.
SUÇLULUK DUYGUSUYLA BAŞA ÇIKMAK
- Kendinize Karşı Sabırlı Olun: Birçok ebeveyn literatürü okuyarak ve nasıl ebeveyn olunacağına dair büyüklerinden rehberlik alarak hazırlanırken, ebeveynliğin deneyimsel yönü hala oldukça belirsizdir! Her çocuk ve her aile yapısı özeldir. Başka insanların kuralları ya da hayatları size uymayabilir. Kendinizi başka insanlarla kıyaslamayın. Duygularınıza ve beslenmenize dikkat ederek, fiziksel hareket/egzersiz yaparak ve 5-10 dakika kendi başınıza oturmak anlamına gelse bile kendinizle olmak için zaman ayırarak öz bakım yapın.
- Öz-Eleştiri Yerine Öz-Şefkati Seçin: Öz-şefkat, güçlük veya algılanan yetersizlik karşısında kendine karşı şefkatli olma pratiğidir. Ebeveyn olarak, öz şefkatin üç unsurunu ele alan belirli davranışları benimsemeye çalışın. Nazik, sıcak ve kendinize karşı onaylayıcı kelimeler kullanarak nezaket geliştirin (örneğin, “Ben sevgi dolu bir anne/babayım.”, "Kendimi tam olarak şu anda olduğum gibi kabul ediyorum"). Acının evrensel olduğunu ve yalnız olmadığınızı kabul edin! Diğer ebeveynlerle bağlantı kurun. (anne/baba gruplarına katılarak, diğer ebeveynlerle konuşarak, ebeveynliğin zorluklarını kabul ederek ve çocuklarına bakmak için birbirlerinin çabalarını onaylayarak).
- Eşinizle İletişimi Geliştirin: Ebeveynlerin hissettiği suçluluk, kimin daha fazla “acı çektiği” konusundaki rekabeti tetikleyebilir. Acı çekmenin seviyesiyle iyi ebeveynliği kıyaslamaya çalışmaktan kaçının. Bu gibi durumlarda, cinsiyet rolü beklentilerindeki farklılıkları kabul etmek ve destekleri için diğer partnere şefkat ve şükranlarını ifade etmek yardımcı olacaktır.
- Çevrenizden Yardım İsteyin: Ebeveynlik, tam zamanlı bir işten çok daha fazlasıdır! Bu nedenle, geniş aile üyeleri ve arkadaşlar da dahil olmak üzere başkalarından yardım istemekten çekinmeyin. Her şeyi tek başınıza yapmak zorunda değilsiniz. Yardım istemenize engel olan temel düşünce hataları olabilir (“Yardım istemek ayıptır.”, “Yardım istersem benim güçsüz/yetersiz olduğumu düşünürler.”, “Kimseye ihtiyaç duymuyorum.”, “Beni zaten reddederler.”, “Benim kendime göre bir yöntemim var, şimdi o öyle yapamaz, olmaz.”, “İnsanlara ağırlık olurum.”) Yardım istemenize engel olan temel düşünceyi bulduktan sonra her şeyi mükemmel yapamayacağınızı kabul edin.
- Profesyonel Yardım Alın: Yoğun bir suçluluk duygusuyla mücadele ediyor, bunalmış, depresif veya bu deneyimde yalnız hissediyorsanız, profesyonel yardım almanın zamanı gelmiş olabilir. Terapide, suçluluğun kaynaklarını keşfedebilir, tanımlayabilir ve algılanan yetersizliklerden, güvensiz bağlanmalardan ve doğumla ilgili travmalardan iyileşmeye başlayabilirsiniz.