"Çocuğumun davranışları neden beni bu kadar tetikliyor?"
"Çocuğum beni deli eden bu davranışlarından ne zaman vazgeçecek?"
"Kimse bana annem kadar çok bağırıyor demesin, ama neden duramıyorum?!"
Zorlu anlarda neden sakin kalamadığınızı merak mı ediyorsunuz? Yalnız değilsiniz. Birçok ebeveyn benzer zorluklarla karşılaşıyor, çocuklarının davranışları tarafından tetikleniyor gibi hissediyor. Bu tetiklenmiş tepkiler sizin suçunuz değil, ancak sorumluluğunuzdur. Onları değiştirebilecek tek kişi sizsiniz. Hadi bu duyguların gerçek nedenlerini ve onlarla daha etkili bir şekilde başa çıkmayı keşfedelim.
Kök Nedeni Anlama
Belki de çocuğunuzun davranışlarının, öfkenizden sorumlu olduğunu düşünüyorsunuzdur. Sizi tetikleyen şeyi yapmayı bıraksalar, her şey daha iyi olacak! Ancak işler bu kadar basit değil. Çoğu zaman, bu tepkiler iyileşmemiş travmatik deneyimlerle bağlantılıdır. Bu eski yaralar, çocuğunuzun eylemleri sizi geçmişteki olaylara hatırlatan anılardan kaynaklandığında tekrar ortaya çıkar.
Travma tepkileri her zaman net bir deseni takip etmez. Bazı insanlar önemli travmadan hemen toparlanırken, diğerleri görünüşte daha küçük olaylardan derinden etkilenir. Eğer sizin için travmatik hissettiren deneyimler yaşadıysanız, sürekli olarak 'nedenini bilmeden' stres hissediyor olabilirsiniz.
Perspektif Değiştirme: Toplumsal Mesajların Zorluğu
Her yerde, toplum ebeveynliğin sürekli bir mücadele olduğu mesajlarını gönderir. TV programları, filmler ve dergiler, ebeveynlerin her zaman bir arada durduğu, her zaman gergin ve sinirli oldukları bir resim çizer. Bu böyle olmak zorunda değil. Neden tetiklendiğinizi anladığınızda, istediğiniz gibi iyileşmeye başlayabilir ve çocuğunuz için sevgi dolu bir ortam yaratabilirsiniz. Daima kırılgan bir zeminde yürümek zorunda değilsiniz. Çocuğunuzla sağlıklı bir ilişki kurabilir ve daha sağlıklı bir ilişki inşa edebilirsiniz.
Bilginin ve Topluluğun Rolü
Zorlu deneyimlerimizden iyileşmenin önemli bir parçası bilgidir, ancak genellikle sadece bilgi yeterli değildir. Bu bilgiyi eylemlerimize işlediğimizde, çocuklarımızla olan zorlu etkileşimlerimizle ilgili hissettiğimiz utançtan kurtuluruz. Bu şekilde, böyle zorluklarla mücadele eden tek kişi olmadığımızı gördüğümüzde, kendimize karşı şefkat buluruz - bu da davranışımızı değiştirmemize yardımcı olur.
Duygularınızın Kaynağını Belirleme
Duygularınız birçok kaynaktan gelebilir. İşte eksiksiz olmayan bir liste:
- Çocukken yaşanan Büyük-T Travma: Fiziksel veya cinsel istismar gibi deneyimler, bir ebeveynin ölümü.
- Yetişkin olarak yaşanan Büyük-T Travma: Size yakın birinin ani ölümü, duygusal sürekli gerilim yaşadığınız bir alanda çalışma, şiddete tanık olma veya deneyimleme.
- Çocukken yaşanan Küçük-t Travma: Ciddi, ancak yaşamı tehdit etmeyen hastalıklar/yaralanmalar, zorbalık/taciz, aile içi çokça çatışma. Bu olaylar, sizi bunları işlemenize yardımcı olacak sevgi dolu bir yetişkinin bulunmadığı durumlarda daha da zorlaşır.
- Geçmişte Karşılanmamış İhtiyaçların Travması: İyi bir çocukluk geçirmiş olsak bile, ebeveynlerimiz duymakta zorlandığımız şeyleri söylemiş olabilir, örneğin, "Ağlamayı bırak," "Bu kadar gürültü yapma," veya "Onu yemek istediğinden emin misin? Şişmanlıyorsun." İlişki eksikliğini telafi etmeye çalışmış olabilirler, size hediyeler alabilir veya sevmedikleri yönlerinizi gizlediğinizde size sevgi göstermiş olabilirler.
- Şu Anki Karşılanmamış İhtiyaçların Travması: Gençken ihtiyaçlarımızı ifade etmeye teşvik edilmediğimiz için, onları tanımamız bile zordur. Kronik olarak dinlenmeyi, bize iyi gelen şekilde hareket etmeyi ve kendimize bakım yapmayı ihmal edebiliriz. Bir şeyin eksik olduğunu hissedebilir veya tamamen ezilmiş hissedebiliriz, ancak nasıl değiştireceğimizi bilemeyiz.
Bağırmanın İki Yolu
Çocuklarımıza bağırmak veya uzaklaşmak, içe kapanmak, benzer şeylerdir. İlk olarak, çocukluk dönemimizde ebeveynlerimizin bize modellediği davranışları genellikle tekrarlarız. Eğer bir ebeveyniniz hata yaptığınızda size bağırıyorsa, siz de çocuğunuz hata yaptığında bağırmaya eğilimli olabilirsiniz.
İkinci olarak, özellikle gençken zor deneyimler yaşadığımızda, bizi korumaya yardımcı olacak başa çıkma mekanizmaları geliştiririz. Belki karşılık veriyorduk, uzaklaşıyorduk veya donuyorduk. Hayatımızın ilerleyen dönemlerinde bizi güvende tutan herhangi bir yöntemi kullanmaya devam ederiz. Artık o durumda değiliz, ancak beynimiz bu tehdidi hala çocukluk dönemimizdeki güvensiz duruma benzer şekilde algılar ve buna uygun tepki verir.
İyileşme Yolculuğunu Kucaklama
Kendinizi ve çocuklarınızla olan ilişkinizi iyileştirmenin ilk adımı, tetikleyicilerinizin kök nedenlerini anlamaktır. Bu, kendinizi suçlamak değil; sizin için artık hizmet etmeyen eski kalıplardan kurtulma ile ilgilidir.
Bir sonraki adım, öğrenmelerinizi diğerleriyle birlikte topluluk içinde işlemektir. Bir terapistle çalışabilir veya bir arkadaşınızla konuşabilirsiniz. Bu iyileşme süreci, ihtiyaçlarınızı daha sık karşılamanıza yardımcı olacak yeni araçlarla birlikte, sizi daha az tetiklenmiş hissettirebilir. Sonuç olarak, çocuklarınızla ilişkilerinizde, hatta en zor günlerde bile, sağlıklı bir noktaya gelebilirsiniz.