SOKAK HAYVANLARI SAHİPSİZ DEGİLDİR Son dönemde ülke gündemini sarsan Hayvanları Koruma Kanunu'nda değişiklik yapılmasına dair kanun teklifinin son halini aldığını ve önümüzdeki hafta yasalaşmak üzere meclise sunulacağı haberi basında yer almıştır. Bu kanun teklifine göre ‘Yakala-Kısırlaştır-Aşılat’ olarak bilinen sokalarda yaşayan hayvanların kısırlaştırılıp aşılanıp rehabilite edildikten sonra alındıkları yere bırakılmasını esas alan ve hayvan hakları açısından büyük bir kazanım olan 5199 sayılı kanunun altıncı maddesi yürürlükten kaldırılacak, sokakta yaşayan tüm hayvanlar kademeli olarak toplanıp bakımevlerine hapsedilecek, nihayetinde hepsi "uyutma" adı altında öldürüleceklerdir. Basına yansıyan bir başka çarpıcı husus da yıllardır altıncı maddenin uygulamaması gerçeği ortadayken, cezasızlık zırhıyla korunan belediye yetkililerine toplama yapmamaları halinde cezai sorumluluk getirileceğidir. Basında yer alan kanun teklifinin her maddesi bin yıllardır inşa edilmiş birlikte yaşama kültürünün, temel hakların, yasal kazanımların, yaşamdan yana var olan tüm güzelliklerin, renklerin bir günde yıkılıp alaşağı edileceği büyük bir katliamın ayak sesleri, yüz yıllar sonra bile utançla anılacak karanlık bir döneme aralanan kapıdır. Yasa teklifinde sona gelinmişken bir kez daha yineliyoruz; adına "uyutma" diyerek yapılacak katliama meşruluk kazandırmaya çalışılmasına, saldırgan ve kuduz tehlikesi gibi kavramları kalkan yaparak hak mücadelemizi engelleme niyetinize, ‘halk sağlığını’ bahane ederek köpekleri yaşam alanlarından, doğup büyüdükleri mahallelerden, dostlarından ve biricik hayatlarından koparmanıza, 2012 yılından beri sokakta sokaklarda yok etmeyi denediğiniz ancak yaşam mücadelelerinde hiçbir zaman yalnız bırakmadığımız hayvanları karanlığa teslim etmenize, Hayvanları Koruma Kanunu’nun 6. Maddesi’nin değişmesine, algı operasyonları ile sokakta yaşayan hayvanların tehdit olarak gösterilerek yoksulluğun, ekonomik krizin gizlenmesine, mahkeme salonlarında deşifre ettiğimiz şiddetin, nefretin sokaklara dolup taşmasına, "doğal yaşam alanı", "Avrupa modeli", "medeniyet", "uyutma" gibi sevimli ifadeler ile sokakta yaşayan hayvanları tecride ve ölüme götürecek bir yaklaşımın topluma kabul ettirilmesine, Yeni yasa üzerinden savunmasız hayvanların siyasi hesaplaşmalara, toplumsal kutuplaşmanın ve faşizmin derinleştirilmesine alet edilmesine izin vermeyecek; sokaklarda insan şiddetiyle yaşamaya çalışan hayvanları bugüne kadar görmezden gelenlerin, kanunlarca düzenlenmiş yükümlülüklerini dahi yerine getirmeyenlerin, katilleri cezasızlık politikalarıyla ödüllendirenlerin, öldürmek dışında başka bir seçeneğin kalmadığını söyleyenlerin karşısında vicdani, etik, barışçıl çözümlerimizi yineleyeceğiz. KISIRLAŞTIRIN, AŞILATIN, YAŞATIN. Sonuç olarak; adında hak geçen hiçbir yasanın öldürmekten taraf olamayacağını, önümüzdeki günlerde meclisten geçmesi planlanan yeni yasanın altında imzası bulunan tüm sorumluların tarih boyunca halklar tarafından utançla anılacağını hatırlatır toplumsal belleğimizde yeni bir yaranın açılmasına izin vermeyeceğimizi bildiririz. İzmir Barosu olarak tüm meslektaşlarımızı mahalle sakinlerimizle dayanışmaya ve hak mücadelesini büyütmeye çağırıyoruz.
Asayiş
Yayınlanma: 12 Temmuz 2024 - 17:30
Güncelleme: 12 Temmuz 2024 - 17:35
İzmir Barosundan 'Sokak hayvanları sahiphsiz değildir"
İzmir Barosu avukatları, son dönemde ülke gündemini sarsan Hayvanları Koruma Kanunu'nda değişiklik yapılmasına dair kanun teklifiyle ilgili açıklamalarda bulundu.
Asayiş
12 Temmuz 2024 - 17:30
Güncelleme: 12 Temmuz 2024 - 17:35