Mahkemelerin yeni iş yükü: ‘Hakaret Borsası’Sosyal medyada hakaretin geçim kaynağı haline geldiğini söyleyen 31 yıllık hukukçu ve eski Ağır Ceza Hakimi Avukat Özkan Yıldırım, ‘hakaret borsası’ yada ‘hakaret tarifesi’nin oluştuğunu belirterek meclisin bu konuda düzenleme yapmasını istedi. Yıldırım, “Mahkemelerin iş yükü çok arttı. Hukuk hakkının kötüye kullanılması söz konusu. Kendine hakaret ettirip anlaşmalı avukatlarla dava açılıyor. Hukuki bir düzenleme yapılması lazım.” dedi.Hukuk hakkının kötüye kullanılması söz konusu olduğunu belirten avukat Yıldırım, “Kimse mahkeme kararı ile zenginleşemez. Hakaret ediyor sosyal medyadan küfür ediyor şahıs dava açıyor. Avukatla bölüşüyor. Bunu sektör haline getirmişler.” dedi. ‘Hakaret borsası’, ‘Hakaret tarifesi’ oluştuğunu ve Asliye Ceza Mahkemelerinin iş yükünün çok arttığının altını çizen Yıldırım, “Hakaret suçları Türk Ceza Kanunu 125. Maddede düzenlenmiş. Buna göre bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden veya sövmek suretiyle kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi 3 aydan 2 yıla kadar hapis cezası veya adli para cezasıyla cezalandırılır. Sosyal medyayla hakaret ise Türk Ceza Kanunu 125. maddenin ikinci fıkrasında düzenlenmiştir. Şimdi şöyle bir gerçeklikle karşı karşıyayız. Bu iş bir ticarete dökülmüş vaziyette. İş kontrolden çıkmış durumda. Bizim yasalarımıza göre kimse mahkeme kararıyla zengin olamaz. Fakat yasada böyle öngörülmesine rağmen sosyal medya yoluyla basın yoluyla hakarette bu kural deliniyor.”
“Nasıl mı deliniyor? Burada öncelikle bir sektör oluştu. Hakaret sektörü fiyat oranlaması bakımında da borsa oluştu. Hakaret borsası. Kişinin ekonomik, sosyal içtimai durumuna göre fiyat belirleniyor. Sinema oyuncuları, tiyatro oyuncuları için ayrı bir rakam. İşte suç işleyen tanınmış suçlara imza atan bu cezalardan dolayı fiilen yargılanan ya da ceza almış hükümlü olan sanıklara uygulanan tarife başka şu şekilde söyleyeyim. Asliye Ceza Mahkemelerinde vekalet ücreti 30 bin lira. Burada bu davalara Asliye Ceza Mahkemeleri bakıyor. Kişi hakkında hakaretten diyelim ki 100 tane dava açıldı. Yüz davadan 30 bin lira vekalet ücretinden miktar 3 milyon lira yapıyor. Bin dava açıldığı zaman 30 milyon lira para yapıyor. Burada bu işlerle uğraşan, cezaevi, cezaevi gezen ünlü sanıklarla, ünlü hükümlülerle görüşüp, onların vekaletini alan bu sektörden, sadece bu sektörden para kazanan bir avukat ve bir adliye camiası güruha geldi. Bunlar cezaevinde görüşüyorlar. Şartları anlaşıyorlar. Hatta bazıları vekalet ücretini bile içerideki sanık veya da hükümlüyle paylaşıyor.”
“Bunlar ortalama olarak kişiye bir yüz bin lira civarında patlıyor. Dolayısıyla kişiler mahkemelerle karşı karşıya gelmemek, yargılanmamak karşıdaki kişinin tanınmışlığını da göz önüne alınarak çoğu kere bunu ödeme cihetine gidiyorlar. Dolayısıyla bu yönde bir sektör oluştu. Bu yönde bir borsa oluştu. Özellikle bu konuda ne yapılması gerektiğini ben söylüyorum. Sosyal medyayı hepimiz kullanıyoruz bu konuda özellikle bizim meclisimizde bir yasal düzenlemeye gidilmesi lazım. Çünkü bu artık bizim temel hukuk kuralları, dünyanın temel hukuk kuralı olan hakkın kötüye kullanılmasına dönüşüyor. Bu yolla aylık kazancı beş yüz bin lira, bir milyon lira iki milyon lira giderek artan insanlar var. Dolayısıyla bununla ilgili mecliste acil bir düzenleme yapılması gerekli.”“Bir diğer noktada bizim insanımızın unuttuğu şey şu. Özellikle ben bunu hükümlülerde ve yargılanan kişilerde tanınmış kişilerde görüyorum. Bunlara yönelik hakaretlerde tehditler vesairelerde paylaşım yaparken şuna dikkat etmeniz gerekiyor. Kişinin sanık olması, yargılanması ya da hükümlü olması size sizin ona hakaret etme ya da ona sövme ya da onu tehdit etme hakkını size vermez. Bu ayrı bir suçtur ve suç işleyen taraf siz olduğunuz için kişinin sanık olması cezanızda ya da hükümlü olması indirim sebebi değildir. Bundan dolayı sizi kimse alkışlamaz. Eyleminiz bir suçtur ve bu suçtan dolayı da Türk Ceza Kanunu 125/2. maddesi gereğince cezalandırılırsınız. Bununla ilgili olarak da genellikle bu suçlar uzlaşmaya tabii. Vekalet ücret artı kişinin maddi manevi tazminat taleplerini karşılamak zorunda kalabilirsiniz.” Bundan 50 yıl önce bilişim suçları diye bir şeyin olmadığını fakat teknoloji geliştikçe bu suçlarında arttığını ifade eden Yıldırım, şu anda emniyetin en popüler biriminin bilişim suçları olduğunu dile getirdi. Yıldırım, “Bu sektörün oluştuğunu somut olarak bizler de görüyoruz. Mesela ben kendi bir müvekkilim vardı, tanınan bir sanığa hakaret etmesinden mütevellit uzlaşma yoluyla biz anlaşmaya gittik. Bizzat ben bunu yaşadım. Büyükşehirlerde çok fazla var. Ankara, İstanbul, İzmir gibi büyükşehirler de var. Yani mesela asliye cezalarda ortalama olarak diyebilirim ki bu tür dosyalar 50 binin üzerini aşmıştır.” dedi.
“Bir diğer nokta da özellikle Baro’ların bu tür mesleki etkiyi hiçe sayıp sanıkla anlaşıp, hükümlüyle anlaşıp bu konuda gelir elde etmek amacıyla sırf bu davalara çalışıp bir nevi şantaj yoluyla para kazanmaya çalışan avukatlara karşı disiplin işlemi başlatması gerekli.”
“Ağır eleştiri nedir? Hakaret bunun sınırının da çok iyi belirlenmesi gerekmektedir. Bu konuyla ilgili düzenlemeler yapılmazsa bu sektör daha da gelişecek. Yeni davalarla, yeni dosyalarla karşı karşıya kalacağız. Ve bundan dolayı da asliye ceza mahkemeleri kuvvetle muhtemelen hepsi mahkemelerinde açılıyor. Kendi işlerini yapamayacak duruma gelecekler. Acilen bir çözüm bulunması hem Baro tarafından hem Adalet Bakanlığı tarafından hem de meclis tarafından şart.”
“Nasıl mı deliniyor? Burada öncelikle bir sektör oluştu. Hakaret sektörü fiyat oranlaması bakımında da borsa oluştu. Hakaret borsası. Kişinin ekonomik, sosyal içtimai durumuna göre fiyat belirleniyor. Sinema oyuncuları, tiyatro oyuncuları için ayrı bir rakam. İşte suç işleyen tanınmış suçlara imza atan bu cezalardan dolayı fiilen yargılanan ya da ceza almış hükümlü olan sanıklara uygulanan tarife başka şu şekilde söyleyeyim. Asliye Ceza Mahkemelerinde vekalet ücreti 30 bin lira. Burada bu davalara Asliye Ceza Mahkemeleri bakıyor. Kişi hakkında hakaretten diyelim ki 100 tane dava açıldı. Yüz davadan 30 bin lira vekalet ücretinden miktar 3 milyon lira yapıyor. Bin dava açıldığı zaman 30 milyon lira para yapıyor. Burada bu işlerle uğraşan, cezaevi, cezaevi gezen ünlü sanıklarla, ünlü hükümlülerle görüşüp, onların vekaletini alan bu sektörden, sadece bu sektörden para kazanan bir avukat ve bir adliye camiası güruha geldi. Bunlar cezaevinde görüşüyorlar. Şartları anlaşıyorlar. Hatta bazıları vekalet ücretini bile içerideki sanık veya da hükümlüyle paylaşıyor.”
“Bunlar ortalama olarak kişiye bir yüz bin lira civarında patlıyor. Dolayısıyla kişiler mahkemelerle karşı karşıya gelmemek, yargılanmamak karşıdaki kişinin tanınmışlığını da göz önüne alınarak çoğu kere bunu ödeme cihetine gidiyorlar. Dolayısıyla bu yönde bir sektör oluştu. Bu yönde bir borsa oluştu. Özellikle bu konuda ne yapılması gerektiğini ben söylüyorum. Sosyal medyayı hepimiz kullanıyoruz bu konuda özellikle bizim meclisimizde bir yasal düzenlemeye gidilmesi lazım. Çünkü bu artık bizim temel hukuk kuralları, dünyanın temel hukuk kuralı olan hakkın kötüye kullanılmasına dönüşüyor. Bu yolla aylık kazancı beş yüz bin lira, bir milyon lira iki milyon lira giderek artan insanlar var. Dolayısıyla bununla ilgili mecliste acil bir düzenleme yapılması gerekli.”“Bir diğer noktada bizim insanımızın unuttuğu şey şu. Özellikle ben bunu hükümlülerde ve yargılanan kişilerde tanınmış kişilerde görüyorum. Bunlara yönelik hakaretlerde tehditler vesairelerde paylaşım yaparken şuna dikkat etmeniz gerekiyor. Kişinin sanık olması, yargılanması ya da hükümlü olması size sizin ona hakaret etme ya da ona sövme ya da onu tehdit etme hakkını size vermez. Bu ayrı bir suçtur ve suç işleyen taraf siz olduğunuz için kişinin sanık olması cezanızda ya da hükümlü olması indirim sebebi değildir. Bundan dolayı sizi kimse alkışlamaz. Eyleminiz bir suçtur ve bu suçtan dolayı da Türk Ceza Kanunu 125/2. maddesi gereğince cezalandırılırsınız. Bununla ilgili olarak da genellikle bu suçlar uzlaşmaya tabii. Vekalet ücret artı kişinin maddi manevi tazminat taleplerini karşılamak zorunda kalabilirsiniz.” Bundan 50 yıl önce bilişim suçları diye bir şeyin olmadığını fakat teknoloji geliştikçe bu suçlarında arttığını ifade eden Yıldırım, şu anda emniyetin en popüler biriminin bilişim suçları olduğunu dile getirdi. Yıldırım, “Bu sektörün oluştuğunu somut olarak bizler de görüyoruz. Mesela ben kendi bir müvekkilim vardı, tanınan bir sanığa hakaret etmesinden mütevellit uzlaşma yoluyla biz anlaşmaya gittik. Bizzat ben bunu yaşadım. Büyükşehirlerde çok fazla var. Ankara, İstanbul, İzmir gibi büyükşehirler de var. Yani mesela asliye cezalarda ortalama olarak diyebilirim ki bu tür dosyalar 50 binin üzerini aşmıştır.” dedi.
“Bir diğer nokta da özellikle Baro’ların bu tür mesleki etkiyi hiçe sayıp sanıkla anlaşıp, hükümlüyle anlaşıp bu konuda gelir elde etmek amacıyla sırf bu davalara çalışıp bir nevi şantaj yoluyla para kazanmaya çalışan avukatlara karşı disiplin işlemi başlatması gerekli.”
“Ağır eleştiri nedir? Hakaret bunun sınırının da çok iyi belirlenmesi gerekmektedir. Bu konuyla ilgili düzenlemeler yapılmazsa bu sektör daha da gelişecek. Yeni davalarla, yeni dosyalarla karşı karşıya kalacağız. Ve bundan dolayı da asliye ceza mahkemeleri kuvvetle muhtemelen hepsi mahkemelerinde açılıyor. Kendi işlerini yapamayacak duruma gelecekler. Acilen bir çözüm bulunması hem Baro tarafından hem Adalet Bakanlığı tarafından hem de meclis tarafından şart.”