“Meslek kanunu olarak nitelendirilebilecek içerikten yoksun”
Eğitimin verimliliği ve niteliğinin, eğitim çalışanlarının hak ettiği değeri görmesi ve
özlük hakları boyutuyla da emeklerinin karşılığının verilmesiyle mümkün olacağını
belirten Ali Kaya, “7354 sayılı Öğretmenlik Meslek Kanunu, öğretmenlik mesleğini
düzenleyen müstakil bir kanun beklentisini karşılama yönünde olumlu bir adım
olmanın ötesine geçememiş, öğretmenlerin beklentilerini karşılayamamıştır. Kanun
kariyer basamaklarının yeniden hayata geçirilmesi, uzman ve başöğretmenlere ücret
ve ilave derece artışı getirilmesi, adaylık sürecindeki yazılı sınavın kaldırılması,
öğretmenlere 3600 ek gösterge verilmesi gibi önemli özlük hakları ihtiva etmiş, bu
yönüyle öğretmenlerimizin bir kısım beklenti ve taleplerini karşılamış, bu anlamda
olumlu bir ilk adım olmuştur. Ancak kanun bu hâliyle öğretmenlerimizin beklentilerini
ve toplu sözleşme masasına taşıdığımız talepleri karşılamamakta ve ‘meslek kanunu’
olarak nitelendirilmeyi hak edecek içerikten yoksun kalmaktadır” ifadelerini kullandı.
“Kanunda değişiklik yapılması için görüşmeler gerçekleştirdik, öneriler
sunduk”
Sorumlular ve yetkililerle görüşmeler gerçekleştirerek somut öneriler sunduklarını
söyleyen Kaya, “Kanunun, bir milyonu aşkın öğretmenin hak, yetki, görev ve
sorumlulukları noktasında bir meslek kanununda olması gerekenleri kapsamadığını,
ilave düzenlemelere ihtiyaç olduğunu, özellikle sınava dayalı bir kariyer basamakları
sistemi yerine toplu sözleşmede dile getirdiğimiz öğretmenlikteki hizmet süresini esas
alan bir kariyer sistemi ihtiyacını vurguladık. Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun,
öğretmenlerin beklentilerini karşılayacak bir içerikle yeniden düzenlenmesi amacıyla
Eğitim-Bir-Sen olarak hazırladığımız kanun taslağı/önerisini Millî Eğitim Bakanlığı’nın,
TBMM’nin, Cumhurbaşkanlığı Eğitim ve Öğretim Politikaları Kurulu’nun ve
kamuoyunun dikkatine sunduk. Kanun taslağımızda, sözleşmeli ve ücretli
öğretmenliğin kaldırılarak öğretmenliğin resmî eğitim kurumları ile diğer kamu
kurumlarında öğretmen kadro unvanındaki kadrolu memurlar eliyle yürütülmesi;
kariyer basamaklarında ilerlemede öğretmenlikte 8 yılını tamamlamış olanlar
yönünde uzman öğretmenlik, 12 yılını tamamlamış olanlar yönünden başöğretmenlik
unvanı alınabilmesi; eğitim kurumu yöneticiliğinin özlük hakları, atama ve terfi
yönünden yeniden düzenlenerek iyileştirilmesi; öğretmenlerin ek ödeme, eğitim-
öğretim tazminatı, hazırlık ödeneği ve ek ders ücretlerinde artış yapılması, zorunlu
hizmet bölgelerinde çalışanlara ilave tazminat ödenmesi; öğretmenlerin görev, hak,
yetki ve sorumlulukları mesleki özerklik ve akademik özgürlük ekseninde
kurgulanarak ayrıntılı bir şekilde düzenlenmesi; şiddete karşı caydırıcı hükümler
getirilmesi gibi somut ve açık önerilere yer verdik” dedi.“Öğretmenlik Meslek Kanunu talep ve beklentileri karşılayacak şekilde yeniden
düzenlenmelidir”
Gelinen noktada öğretmenlerin talep ve haklı beklentilerini karşılayacak somut bir
adımın hâlâ atılmamış olduğuna dikkat çeken Kaya, “Belirsizliğin eğitim çalışanları ve
öğretmenlerimiz üzerinde oluşturduğu moral ve motivasyon kaybı, yerinde ve gerekli
düzenleme öneri ve çağrılarına duyarsız kalınması üzerine Eğitim-Bir-Sen olarak
eylem kararı aldık. Öğretmenlerin ve öğretmenliğin hayattaki karşılığının, mesleğin
bütün boyutları ve öğretmenlerin beklentileri yönüyle meslek kanunu içerisinde
olması noktasında artık daha fazla geç kalınmamalıdır. Mesleğin hak ettiği şekilde
tanımlanması, sosyal zeminde öğretmenlerin itibarının, haklarının korunması ve
artırılması, yönetmeliklerle, genelgelerle oluşan görev, yetki, ehliyet, liyakat
noktasındaki hüküm dağınıklığının giderilmesi için meslek kanununda ivedi olarak
değişikliklerin yapılarak hayata geçirilmesi gerektiğini bir defa daha hatırlatıyor ve
söylüyoruz:
-Ülkemizde fiilen görev yapan 1 milyonu aşkın öğretmen var iken, Öğretmenlik
Meslek Kanunu’nda öğretmenin yetiştirilmesinden emekliliğine kadar mesleğin bütün
olarak ele alınmaması; hukuki açıdan boşluk, mesleki açıdan ise yoksunluktur. Biz,
meslek kanununda, öğretmenlerin özlük haklarının tanımlanmasını ve geliştirilmesini
istiyoruz.
-Sözleşmeli ve ücretli öğretmenlik gibi uygulamalar yerine kadrolu istihdamın esas
alınmasını istiyoruz.
-Öğretmenlerin mesleki ilerlemelerini sağlayacak şekilde kariyer basamaklarının
sınav yerine öğretmenlikteki hizmet süresine dayalı olarak kurgulanmasının meslek
kanunu iddiasının ispatı için şart olduğunu düşünüyoruz.
-İstihdamda güçlük çekilen bölgeler başta olmak üzere, zorunlu hizmet gibi
dayatmalara son verecek, öğretmeni motive ve teşvik etmeye, imkânlar, fırsatlar ve
artırımlı haklarla ödüllendirmeye dair hükümlerin mesleği özendirmeye, mesleği
yürütenleri güçlendirmeye ilişkin ön şart olduğunu biliyoruz.
-Öğretmenlerin atanmadan yer değiştirmeye, yetişmeden gelişmeye, eğitim
imkânlarından kariyer fırsatlarına, ehliyetten liyakate her konuda belirsizlikten,
ayrımcılık ya da ayrıcalık kusurlarından kurtarmaya dönük hükümleri olmazsa olmaz
addediyoruz.
-Eğitim ve öğretim süreçlerindeki vazgeçilmez unsurlardan biri olan eğitim kurumu
yöneticiliği ve eğitim liderliğinin meslek kanunu kapsamında düzenlenmesini,
yöneticilik ve liderlik süreçlerine katılım, bu pozisyonlardaki mali, sosyal ve özlük
hakların da mutlaka kanuni bir dayanak ve güvenceyle tanımlanmasını istiyoruz.
“Yetkilileri adım atmaya çağırıyoruz”
Eğitim-Bir-Sen’in katkı ve destek sunmaya hazır olduğunu vurgulayan Ali Kaya
sözlerini şu şekilde sonlandırdı: “Biz, Eğitim-Bir-Sen olarak, hedefler ve gerçekler
bağlamında her şeyi içinde barındıran bir kanun içeriğinin oluşmasının mümkün,
öğretmenin itibarını hem yükseltmeye hem de korumaya garantör vasfı taşıyanhükümlerin elzem olduğuna inanıyoruz. Öğretmenin hak ve yetkilerini genişleten, ona
destek olan bir içerikle Öğretmenlik Meslek Kanunu konusundaki beklenti
karşılanmalıdır. Eğitim-Bir-Sen’in bu hususlar temelinde katkı ve destek sunacağını
bu vesileyle bir kez daha temin ve teyit ediyor; siyasi iradeyi, TBMM’yi ve Millî Eğitim
Bakanlığı’nı meslek kanununda beklentileri karşılayan değişikliklerin ve dönüşümün
bir an evvel hayata geçirilmesi konusunda adım atmaya çağırıyoruz”
Eğitimin verimliliği ve niteliğinin, eğitim çalışanlarının hak ettiği değeri görmesi ve
özlük hakları boyutuyla da emeklerinin karşılığının verilmesiyle mümkün olacağını
belirten Ali Kaya, “7354 sayılı Öğretmenlik Meslek Kanunu, öğretmenlik mesleğini
düzenleyen müstakil bir kanun beklentisini karşılama yönünde olumlu bir adım
olmanın ötesine geçememiş, öğretmenlerin beklentilerini karşılayamamıştır. Kanun
kariyer basamaklarının yeniden hayata geçirilmesi, uzman ve başöğretmenlere ücret
ve ilave derece artışı getirilmesi, adaylık sürecindeki yazılı sınavın kaldırılması,
öğretmenlere 3600 ek gösterge verilmesi gibi önemli özlük hakları ihtiva etmiş, bu
yönüyle öğretmenlerimizin bir kısım beklenti ve taleplerini karşılamış, bu anlamda
olumlu bir ilk adım olmuştur. Ancak kanun bu hâliyle öğretmenlerimizin beklentilerini
ve toplu sözleşme masasına taşıdığımız talepleri karşılamamakta ve ‘meslek kanunu’
olarak nitelendirilmeyi hak edecek içerikten yoksun kalmaktadır” ifadelerini kullandı.
“Kanunda değişiklik yapılması için görüşmeler gerçekleştirdik, öneriler
sunduk”
Sorumlular ve yetkililerle görüşmeler gerçekleştirerek somut öneriler sunduklarını
söyleyen Kaya, “Kanunun, bir milyonu aşkın öğretmenin hak, yetki, görev ve
sorumlulukları noktasında bir meslek kanununda olması gerekenleri kapsamadığını,
ilave düzenlemelere ihtiyaç olduğunu, özellikle sınava dayalı bir kariyer basamakları
sistemi yerine toplu sözleşmede dile getirdiğimiz öğretmenlikteki hizmet süresini esas
alan bir kariyer sistemi ihtiyacını vurguladık. Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun,
öğretmenlerin beklentilerini karşılayacak bir içerikle yeniden düzenlenmesi amacıyla
Eğitim-Bir-Sen olarak hazırladığımız kanun taslağı/önerisini Millî Eğitim Bakanlığı’nın,
TBMM’nin, Cumhurbaşkanlığı Eğitim ve Öğretim Politikaları Kurulu’nun ve
kamuoyunun dikkatine sunduk. Kanun taslağımızda, sözleşmeli ve ücretli
öğretmenliğin kaldırılarak öğretmenliğin resmî eğitim kurumları ile diğer kamu
kurumlarında öğretmen kadro unvanındaki kadrolu memurlar eliyle yürütülmesi;
kariyer basamaklarında ilerlemede öğretmenlikte 8 yılını tamamlamış olanlar
yönünde uzman öğretmenlik, 12 yılını tamamlamış olanlar yönünden başöğretmenlik
unvanı alınabilmesi; eğitim kurumu yöneticiliğinin özlük hakları, atama ve terfi
yönünden yeniden düzenlenerek iyileştirilmesi; öğretmenlerin ek ödeme, eğitim-
öğretim tazminatı, hazırlık ödeneği ve ek ders ücretlerinde artış yapılması, zorunlu
hizmet bölgelerinde çalışanlara ilave tazminat ödenmesi; öğretmenlerin görev, hak,
yetki ve sorumlulukları mesleki özerklik ve akademik özgürlük ekseninde
kurgulanarak ayrıntılı bir şekilde düzenlenmesi; şiddete karşı caydırıcı hükümler
getirilmesi gibi somut ve açık önerilere yer verdik” dedi.“Öğretmenlik Meslek Kanunu talep ve beklentileri karşılayacak şekilde yeniden
düzenlenmelidir”
Gelinen noktada öğretmenlerin talep ve haklı beklentilerini karşılayacak somut bir
adımın hâlâ atılmamış olduğuna dikkat çeken Kaya, “Belirsizliğin eğitim çalışanları ve
öğretmenlerimiz üzerinde oluşturduğu moral ve motivasyon kaybı, yerinde ve gerekli
düzenleme öneri ve çağrılarına duyarsız kalınması üzerine Eğitim-Bir-Sen olarak
eylem kararı aldık. Öğretmenlerin ve öğretmenliğin hayattaki karşılığının, mesleğin
bütün boyutları ve öğretmenlerin beklentileri yönüyle meslek kanunu içerisinde
olması noktasında artık daha fazla geç kalınmamalıdır. Mesleğin hak ettiği şekilde
tanımlanması, sosyal zeminde öğretmenlerin itibarının, haklarının korunması ve
artırılması, yönetmeliklerle, genelgelerle oluşan görev, yetki, ehliyet, liyakat
noktasındaki hüküm dağınıklığının giderilmesi için meslek kanununda ivedi olarak
değişikliklerin yapılarak hayata geçirilmesi gerektiğini bir defa daha hatırlatıyor ve
söylüyoruz:
-Ülkemizde fiilen görev yapan 1 milyonu aşkın öğretmen var iken, Öğretmenlik
Meslek Kanunu’nda öğretmenin yetiştirilmesinden emekliliğine kadar mesleğin bütün
olarak ele alınmaması; hukuki açıdan boşluk, mesleki açıdan ise yoksunluktur. Biz,
meslek kanununda, öğretmenlerin özlük haklarının tanımlanmasını ve geliştirilmesini
istiyoruz.
-Sözleşmeli ve ücretli öğretmenlik gibi uygulamalar yerine kadrolu istihdamın esas
alınmasını istiyoruz.
-Öğretmenlerin mesleki ilerlemelerini sağlayacak şekilde kariyer basamaklarının
sınav yerine öğretmenlikteki hizmet süresine dayalı olarak kurgulanmasının meslek
kanunu iddiasının ispatı için şart olduğunu düşünüyoruz.
-İstihdamda güçlük çekilen bölgeler başta olmak üzere, zorunlu hizmet gibi
dayatmalara son verecek, öğretmeni motive ve teşvik etmeye, imkânlar, fırsatlar ve
artırımlı haklarla ödüllendirmeye dair hükümlerin mesleği özendirmeye, mesleği
yürütenleri güçlendirmeye ilişkin ön şart olduğunu biliyoruz.
-Öğretmenlerin atanmadan yer değiştirmeye, yetişmeden gelişmeye, eğitim
imkânlarından kariyer fırsatlarına, ehliyetten liyakate her konuda belirsizlikten,
ayrımcılık ya da ayrıcalık kusurlarından kurtarmaya dönük hükümleri olmazsa olmaz
addediyoruz.
-Eğitim ve öğretim süreçlerindeki vazgeçilmez unsurlardan biri olan eğitim kurumu
yöneticiliği ve eğitim liderliğinin meslek kanunu kapsamında düzenlenmesini,
yöneticilik ve liderlik süreçlerine katılım, bu pozisyonlardaki mali, sosyal ve özlük
hakların da mutlaka kanuni bir dayanak ve güvenceyle tanımlanmasını istiyoruz.
“Yetkilileri adım atmaya çağırıyoruz”
Eğitim-Bir-Sen’in katkı ve destek sunmaya hazır olduğunu vurgulayan Ali Kaya
sözlerini şu şekilde sonlandırdı: “Biz, Eğitim-Bir-Sen olarak, hedefler ve gerçekler
bağlamında her şeyi içinde barındıran bir kanun içeriğinin oluşmasının mümkün,
öğretmenin itibarını hem yükseltmeye hem de korumaya garantör vasfı taşıyanhükümlerin elzem olduğuna inanıyoruz. Öğretmenin hak ve yetkilerini genişleten, ona
destek olan bir içerikle Öğretmenlik Meslek Kanunu konusundaki beklenti
karşılanmalıdır. Eğitim-Bir-Sen’in bu hususlar temelinde katkı ve destek sunacağını
bu vesileyle bir kez daha temin ve teyit ediyor; siyasi iradeyi, TBMM’yi ve Millî Eğitim
Bakanlığı’nı meslek kanununda beklentileri karşılayan değişikliklerin ve dönüşümün
bir an evvel hayata geçirilmesi konusunda adım atmaya çağırıyoruz”