Toplantının açılış konuşmasını gerçekleştiren İzmir Ticaret Borsası
Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli, “Türkiye ve Amerika Birleşik
Devletleri, iki dost ve müttefik ülke. İki ülke olarak bölgemizin ve
dünyanın kaderini ilgilendiren konularda her zaman ortak bir çizgide
buluşmayı başardık. Bu uyumlu ortaklık ticarette de kendisini her geçen
yıl daha güçlü bir şekilde hissettiriyor. 2021 yılında ikili ticaret hacmimiz
28 milyar dolara ulaşarak rekor kırdı. ABD, Türkiye’nin ihracatında en
büyük ikinci ülke haline geldi. Aynı yıl Türkiye’den ABD’ye 1 milyar 94
milyon dolar tutarında tarım ve gıda ürünü ihracatı gerçekleştirildi. Bu
yılın ocak ayında da tarım ve gıda ihracatımız bir önceki yılın aynı
dönemine göre yüzde 76 oranında artarak 120 milyon dolara erişti. Bu
miktarın yüzde 30’u da Egeli firmalar tarafından gerçekleştirildi. Eminim
ki bugünkü buluşmamız her iki ülke adına yeni ticaret kapılarının
aralanmasına vesile olacak ve ticari ilişkilerimiz her iki ülkenin yararına
katlanarak büyüyecek” dedi.
ABD’nin çok güçlü bir tarım ülkesi olduğunu ve bu alandaki inovatif
çalışmalarını oldukça iyi bildiklerini dile getiren Işınsu Kestelli, “Tarımsal
faaliyetlerin çok daha sürdürülebilir olarak yapılmasını teşvik edecek,
İzmir'in bölgesel, ulusal ve uluslararası bağlamda tarım teknolojileri ve
girişimlerinin çekim merkezi ve tarım teknolojilerinin Ar-Ge üssü olması
hedefiyle hayata geçirdiğimiz en yeni ve en iddialı projelerimizden olan
İzmir Tarım Teknoloji Merkezi (İTTM), bir living lab. Projeyi hazırlarken,
tarımın teknolojik dönüşümüne öncülük etmek ve buna bağlı olarak
eğitim ve danışmanlık hizmetleri vermek hedefiyle yola çıktık. İTTM’nin
sadece yeni nesil üretim teknolojilerinin boy verdiği bir start-up merkezi
olmasını değil, deneyim paylaşımından yeni finansal varlıklara uzanan
değerli bir ekosistem yaratmasını amaçlıyoruz ve bu kapsamda ABD ile
de iş birliklerine açığız” diye konuştu.
İzmir’in var olduğu ilk günden beri verimli ve kaliteli üretimi ile öne çıkan
bir tarım kenti olduğunun altını çizen Kestelli, “Kuzeyden güneye uzanan
200 kilometrelik bereketli topraklar üzerinde, yaklaşık 12 bin kilometrekarelik yüzölçümüne sahip oldukça şanslı bir kent. Bu topraklar yılın 300 günü güneşli havası ve Gediz-Menderes-Bakırçay havzaları sayesinde hayli zengin bir bitki örtüsünün yeşermesine imkân sağlıyor. Dünyada hızla değişen tarım dengeleri içinde kendine yeni ve güçlü bir
kimlik edinebilecek potansiyele sahip. İzmir, aynı zamanda da başta Ege
Bölgesi olmak üzere Anadolu’nun bereketli topraklarında yetişen ürünleri
tüm dünyaya yollayan önemli bir liman kenti. Bundan 100-150 yıl
öncesine kadar kaliteli bir ürününüz olması ve onu yükleyebileceğiniz bir
limanınız bulunması küresel rekabette öne çıkmanız için yeterliydi. Ama
artık işler değişti. Daha çok üretmeli, daha kaliteli ürün elde etmeli; bunu
yaparken daha az gübre ve su kullanarak maliyeti düşürmeli,
markalaşarak gelirleri yükseltmeli, çevreye saygılı olmalı, attığımız her
adımda karbon ayak izimizi hesaplamayı ihmal etmemeliyiz. İşte bu
noktada bilişim teknoloji, nesnelerin interneti, big data devreye giriyor. Bu
alanda yapabileceğimiz en ufak bir iş birliği bile gelecek adına büyük
farklar yaratabilir. Bunu da sadece daha fazla gelir elde etmek için değil
insanlığın ortak geleceği için yapmalıyız. Dünya nüfusu 1920 yılında
sadece 1 milyar 900 milyon civarındayken bugün 7 milyar 950 milyona
ulaşmış durumda. Artış hızı her geçen yıl yavaşlasa da 2050 yılında
bugünkünden yüzde 25 daha fazla nüfus olması bekleniyor. Küresel gıda
talebinin buna paralel olarak artmasını beklemek de kaçınılmaz hale
geliyor. Yapılan farklı çalışmalarda, gıda talebinin 2050 yılına kadar
yüzde 59 ila yüzde 98 arasında artacağı tahmin ediliyor. Dolayısıyla
artan talebi karşılamak için tarımsal üretim artışı bir zorunluluk olarak
karşımıza çıkıyor. “İyi de bunca zorluk varken bunu nasıl başaracağız?”
Bu sorunun cevabı ise teknolojide; teknolojinin imkânların maksimum
oranda faydalanmakta yatıyor. Ve bu cevap da bizi İzmir Tarım Teknoloji
Merkezi projesinin geliştirmeye sevk eden nedenlerin başında yer alıyor.
Tarımın aynı zamanda sosyal adalet olduğuna değinen Işınsu Kestelli,
“Bugün global ekonominin yüzde 6,4’ünü tarım oluşturuyor. Dünyadaki
toplam iş gücünün yüzde 40’ı direkt ya da dolaylı olarak tarım sektöründe
çalışıyor. Tarım, dünyadaki düşük gelirli nüfusta yer alan yetişkin
bireylerin yüzde 68’ini istihdam ediyor. Herkesin bu gerçeği idrak etmesi,
özellikle hükümetlerin uzun vadeli planlar ve yüksek desteklerle tarımın
ve tarım nüfusunun sürdürülebilirliğine katkı sağlaması gerekiyor. Artık
daha çok kazanmak veya sadece karnımızı doyurmak için değil daha iyi
bir dünyada huzurlu, mutlu ve sağlıklı bir şekilde yaşamak için akıllı
tarıma ihtiyacımız var” diye konuştu.
Işınsu Kestelli’nin açılış konuşmasının ardından İzmir Ticaret Borsası
Genel Sekreteri Dr. Erçin Güdücü Borsa faaliyetleri ve İzmir Tarım
Teknoloji Merkezi Projesi’ni tanıtan sunum gerçekleştirdi.İzmir Ticaret Borsası Genel Koordinatörü Zeynep Tansuğ ise Borsa’nın
gastronomi ile ilgili çalışmaları hakkında heyetle bilgi paylaşımında
bulundu.
ABD Tarım Müsteşarı Michael Francom ise 20 yıllık görev hayatında
daha önce Güney Kore, Etiyopya, Çin’de bulunduğunu ve şu anda da
Türkiye'de, Türkiye, Gürcistan, Azerbaycan ve birkaç farklı ülkeden
sorumlu olduğunu belirtti.
İzmir’e tarım alanında faaliyet gösteren farklı organizasyon ve firmalarla
görüşmek üzere geldiklerini ve bu kapsamda İTB'yi ziyaret ettiklerini,
İzmir Tarım Teknoloji Merkezi Projesi’nin ardında yatan fikrin olağanüstü
olduğunu belirten Francom, bu fikri hayata geçirdiği için İzmir Ticaret
Borsası’nı tebrik ederek, proje özelinde kurumlar arası ortak çalışmalar
yapılabileceğini belirtti.
Sunumun ardından iki taraf heyetleri arasında kurumlar arası iş birliği
yapılabilecek proje ve çalışmalar hakkında fikir alışverişi yapıldı.
Toplantının sonunda Amerikan Heyeti İzmir Ticaret Borsası Genel
Sekreteri Dr. Erçin Güdücü, Genel Sekreter Yardımcısı Sinem Çelikten
ve teknik ekip eşliğinde Tarihi Borsa Sarayı ve Pamuk Korbey’ini ziyaret
ederek işlemler konusunda bilgi aldı.
Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli, “Türkiye ve Amerika Birleşik
Devletleri, iki dost ve müttefik ülke. İki ülke olarak bölgemizin ve
dünyanın kaderini ilgilendiren konularda her zaman ortak bir çizgide
buluşmayı başardık. Bu uyumlu ortaklık ticarette de kendisini her geçen
yıl daha güçlü bir şekilde hissettiriyor. 2021 yılında ikili ticaret hacmimiz
28 milyar dolara ulaşarak rekor kırdı. ABD, Türkiye’nin ihracatında en
büyük ikinci ülke haline geldi. Aynı yıl Türkiye’den ABD’ye 1 milyar 94
milyon dolar tutarında tarım ve gıda ürünü ihracatı gerçekleştirildi. Bu
yılın ocak ayında da tarım ve gıda ihracatımız bir önceki yılın aynı
dönemine göre yüzde 76 oranında artarak 120 milyon dolara erişti. Bu
miktarın yüzde 30’u da Egeli firmalar tarafından gerçekleştirildi. Eminim
ki bugünkü buluşmamız her iki ülke adına yeni ticaret kapılarının
aralanmasına vesile olacak ve ticari ilişkilerimiz her iki ülkenin yararına
katlanarak büyüyecek” dedi.
ABD’nin çok güçlü bir tarım ülkesi olduğunu ve bu alandaki inovatif
çalışmalarını oldukça iyi bildiklerini dile getiren Işınsu Kestelli, “Tarımsal
faaliyetlerin çok daha sürdürülebilir olarak yapılmasını teşvik edecek,
İzmir'in bölgesel, ulusal ve uluslararası bağlamda tarım teknolojileri ve
girişimlerinin çekim merkezi ve tarım teknolojilerinin Ar-Ge üssü olması
hedefiyle hayata geçirdiğimiz en yeni ve en iddialı projelerimizden olan
İzmir Tarım Teknoloji Merkezi (İTTM), bir living lab. Projeyi hazırlarken,
tarımın teknolojik dönüşümüne öncülük etmek ve buna bağlı olarak
eğitim ve danışmanlık hizmetleri vermek hedefiyle yola çıktık. İTTM’nin
sadece yeni nesil üretim teknolojilerinin boy verdiği bir start-up merkezi
olmasını değil, deneyim paylaşımından yeni finansal varlıklara uzanan
değerli bir ekosistem yaratmasını amaçlıyoruz ve bu kapsamda ABD ile
de iş birliklerine açığız” diye konuştu.
İzmir’in var olduğu ilk günden beri verimli ve kaliteli üretimi ile öne çıkan
bir tarım kenti olduğunun altını çizen Kestelli, “Kuzeyden güneye uzanan
200 kilometrelik bereketli topraklar üzerinde, yaklaşık 12 bin kilometrekarelik yüzölçümüne sahip oldukça şanslı bir kent. Bu topraklar yılın 300 günü güneşli havası ve Gediz-Menderes-Bakırçay havzaları sayesinde hayli zengin bir bitki örtüsünün yeşermesine imkân sağlıyor. Dünyada hızla değişen tarım dengeleri içinde kendine yeni ve güçlü bir
kimlik edinebilecek potansiyele sahip. İzmir, aynı zamanda da başta Ege
Bölgesi olmak üzere Anadolu’nun bereketli topraklarında yetişen ürünleri
tüm dünyaya yollayan önemli bir liman kenti. Bundan 100-150 yıl
öncesine kadar kaliteli bir ürününüz olması ve onu yükleyebileceğiniz bir
limanınız bulunması küresel rekabette öne çıkmanız için yeterliydi. Ama
artık işler değişti. Daha çok üretmeli, daha kaliteli ürün elde etmeli; bunu
yaparken daha az gübre ve su kullanarak maliyeti düşürmeli,
markalaşarak gelirleri yükseltmeli, çevreye saygılı olmalı, attığımız her
adımda karbon ayak izimizi hesaplamayı ihmal etmemeliyiz. İşte bu
noktada bilişim teknoloji, nesnelerin interneti, big data devreye giriyor. Bu
alanda yapabileceğimiz en ufak bir iş birliği bile gelecek adına büyük
farklar yaratabilir. Bunu da sadece daha fazla gelir elde etmek için değil
insanlığın ortak geleceği için yapmalıyız. Dünya nüfusu 1920 yılında
sadece 1 milyar 900 milyon civarındayken bugün 7 milyar 950 milyona
ulaşmış durumda. Artış hızı her geçen yıl yavaşlasa da 2050 yılında
bugünkünden yüzde 25 daha fazla nüfus olması bekleniyor. Küresel gıda
talebinin buna paralel olarak artmasını beklemek de kaçınılmaz hale
geliyor. Yapılan farklı çalışmalarda, gıda talebinin 2050 yılına kadar
yüzde 59 ila yüzde 98 arasında artacağı tahmin ediliyor. Dolayısıyla
artan talebi karşılamak için tarımsal üretim artışı bir zorunluluk olarak
karşımıza çıkıyor. “İyi de bunca zorluk varken bunu nasıl başaracağız?”
Bu sorunun cevabı ise teknolojide; teknolojinin imkânların maksimum
oranda faydalanmakta yatıyor. Ve bu cevap da bizi İzmir Tarım Teknoloji
Merkezi projesinin geliştirmeye sevk eden nedenlerin başında yer alıyor.
Tarımın aynı zamanda sosyal adalet olduğuna değinen Işınsu Kestelli,
“Bugün global ekonominin yüzde 6,4’ünü tarım oluşturuyor. Dünyadaki
toplam iş gücünün yüzde 40’ı direkt ya da dolaylı olarak tarım sektöründe
çalışıyor. Tarım, dünyadaki düşük gelirli nüfusta yer alan yetişkin
bireylerin yüzde 68’ini istihdam ediyor. Herkesin bu gerçeği idrak etmesi,
özellikle hükümetlerin uzun vadeli planlar ve yüksek desteklerle tarımın
ve tarım nüfusunun sürdürülebilirliğine katkı sağlaması gerekiyor. Artık
daha çok kazanmak veya sadece karnımızı doyurmak için değil daha iyi
bir dünyada huzurlu, mutlu ve sağlıklı bir şekilde yaşamak için akıllı
tarıma ihtiyacımız var” diye konuştu.
Işınsu Kestelli’nin açılış konuşmasının ardından İzmir Ticaret Borsası
Genel Sekreteri Dr. Erçin Güdücü Borsa faaliyetleri ve İzmir Tarım
Teknoloji Merkezi Projesi’ni tanıtan sunum gerçekleştirdi.İzmir Ticaret Borsası Genel Koordinatörü Zeynep Tansuğ ise Borsa’nın
gastronomi ile ilgili çalışmaları hakkında heyetle bilgi paylaşımında
bulundu.
ABD Tarım Müsteşarı Michael Francom ise 20 yıllık görev hayatında
daha önce Güney Kore, Etiyopya, Çin’de bulunduğunu ve şu anda da
Türkiye'de, Türkiye, Gürcistan, Azerbaycan ve birkaç farklı ülkeden
sorumlu olduğunu belirtti.
İzmir’e tarım alanında faaliyet gösteren farklı organizasyon ve firmalarla
görüşmek üzere geldiklerini ve bu kapsamda İTB'yi ziyaret ettiklerini,
İzmir Tarım Teknoloji Merkezi Projesi’nin ardında yatan fikrin olağanüstü
olduğunu belirten Francom, bu fikri hayata geçirdiği için İzmir Ticaret
Borsası’nı tebrik ederek, proje özelinde kurumlar arası ortak çalışmalar
yapılabileceğini belirtti.
Sunumun ardından iki taraf heyetleri arasında kurumlar arası iş birliği
yapılabilecek proje ve çalışmalar hakkında fikir alışverişi yapıldı.
Toplantının sonunda Amerikan Heyeti İzmir Ticaret Borsası Genel
Sekreteri Dr. Erçin Güdücü, Genel Sekreter Yardımcısı Sinem Çelikten
ve teknik ekip eşliğinde Tarihi Borsa Sarayı ve Pamuk Korbey’ini ziyaret
ederek işlemler konusunda bilgi aldı.