Kanun Teklifinin hemen Komisyonlara sevk edildiğine dikkat çeken Kılıç, “Asılsız iddialarla milyonlarca kadının hakkının gasp edilmesini kabul etmeyeceğiz” dedi. CHP İzmir Milletvekili Sevda Erdan Kılıç, yaptığı açıklamada, şunları söyledi:
SÜREÇ IŞIK HIZINDA İLERLİYOR
Yeniden Refah Partisi tarafından 4 Ekim tarihinde TBMM Başkanlığı’na ülkemizdeki tüm kadınları ilgilendiren bir kanun teklifi sunuldu. Bizim kanun tekliflerimiz gündeme bile alınmazken söz konusu kadınların haklarını kırpmak olunca bu teklifinin alelacele komisyonlara sevk edildiğini gördük. Konu kadınların haklarını gasp etmek olduğunda sürecin ışık hızında ilerlemesi ise bizi hiç şaşırtmadı.
VEKİL ADAYLARININ YÜZÜNÜ SANSÜRLEMİŞLERDİ
Bu kanun teklifi; kadını hayatın her alanında yok sayanlarla kapalı kapılar ardında yapılan seçim pazarlığının bir ürünü olan nafakanın sınırlandırılmasını öngörüyor. Kendi seçim arabalarında kendi kadın milletvekili adayının yüzünü sansürleyenler gözünü üç kuruş nafaka alan kadınların haklarına dikti.
ASILSIZ İDDİALARLA KADINLARIN HAKLARI GASP EDİLEMEZ
Nafakanın süresiz olduğu, bir yıl evli kalıp onlarca yıl nafaka ödendiği gibi asılsız iddialar canhıraş bir şekilde savunulup gündeme getirilerek, konunun asıl mağduru olan kadınlar ve çocuklar görmezden geliniyor. Aslında nafaka; kadının çalışmaya başlaması, yeniden evlenmesi veya bir başkasıyla fiilen evli gibi yaşaması, kadının mali durumunun düzelmesi gibi durumlarda kesilirken, asılsız iddialarla milyonlarca kadının hakkının gasp edilmesini kabul etmeyeceğiz.
NAFAKA TARTIŞMASI KADINLARI ŞİDDETİN KUCAĞINA İTİYOR
Kadın yoksulluğu ekonomik krizle birlikte her geçen gün derinleşirken, nafakanın yıllardır bu ülkede tartışma konusu olmasının son derece sakıncalı sonuçları da olacaktır. Türkiye istatistik kurumunun 2022 verilerine göre kadınların istihdam oranı yüzde 30. Cinsiyete dayalı ücret farkı ise yüzde 15’in üzerindedir. Üstelik bağlanan nafaka miktarlarının yetersiz oluşu ve buna rağmen yüzde 66’sının ödenmediğini de hesaba katarsak oranlar kadın yoksulluğunu ve eşitsizliğini gözler önüne sermektedir.
Nafakanın sınırlandırılması; kadınları, boşanma sonrası düşecekleri yoksullukla baş başa bırakacaktır. Kadınlar evliliğin bitmesinin ardından eşitsiz koşullar nedeniyle yoksulluğa düşecek, sosyal yardımlara muhtaç kalacak ya da bu koşullar nedeniyle boşanmaktan vazgeçmek zorunda kalacaklar. Bu yüzden binlerce kadın ev içi şiddetin esiri haline gelecek... Bugün nafaka tartışmasının yapılıyor olması binlerce kadını şiddetin kucağına itiyor. Nafaka adı altındaki tartışmanın toplumda çok büyük olumsuz sonuçları bulunuyor.
SINIRLAMA DEĞİL İYİLEŞTİRME
Bu nedenle biz, kadınların eğitimde fırsat eşitliğini, istihdamda uğradıkları ayrımcılığı kaldırmayı, ev içi görünmeyen emeğin değerini, sosyal yardımlara erişimde sıkıntıları ve ev içi şiddeti konuşmalıyız. Tüm bunların konuşulmayıp nafaka tartışmasının gündemde olması sadece kadınları daha ağır bir şiddet ve yoksulluk ortamına iter. Bizim Medeni Kanun’daki nafaka düzenlemesini sınırlandırmaya değil, iyileştirmeye ihtiyacımız var!