İstanbul’da 30 yıl kendi şirketlerinde başarılı girişimcilik öyküleri yaratan Süheyla Akdere, bunun yarısından fazlasını farklı alanlarda eğitim hizmeti vererek geçirdi. Çeşitli farklı sektörlerde başlayan eğitimcilik serüveni mesleki kurslarla devam etti. Kızı Zeynep’e erken çocukluk döneminde üstün zekalı tanısı konunca, bu tanının ardından ebeveyn olarak yapması gerekenlerle ilgili araştırmalara başladı ve aslında tüm çocuklar için ülkemizde eğitim alanındaki boşluk ve eksikleri fark etti. Sistemin çocukları ezbere dayalı akademik başarıya odakladığını fark edince İzmir’de 3 yıl önce Uluslararası ICS Okulları’nı kurdu. Kanada Sistemi ile eğitim veren okul, uluslararası sistemlerin önerdiği sınırlı (14-16) kontenjan kapasitesinde sınıfları, uluslararası platformlarda kendi branşlarında deneyimli akademik kadrosu ile öğrenmeyi öğreten, yaratıcılığı geliştiren, üretici nesiller yetiştiriyor. Bu öğrencilerin yarısından fazlası burslu okuyor.
Kızının üstün zekalı olduğunu öğrenince eğitim sektörüne girmeye karar veren iş insanı Süheyla Akdere, İzmir Menemen’de kurduğu uluslararası ICS Okulları’yla Kanada sisteminde yeni bir nesil yetiştirmeyi amaçlıyor. Çocuklara öğrenmeyi öğreten, ezberlemeyen, projelerle yaratıcılığını geliştiren ve tüm derslerde OXFORD müfredatını uygulayan okulda öğrencilerinin yarısından fazlası ise burslarla destekleniyor. Eğitimde farklı yetenekleri olan çocuklar için yaşanan büyük sıkıntıyı fark ettiğini belirten Süheyla Akdere, “Şartlar uygun değildi. Hele de üstün zekalı bir çocuk için. Araştırmalar yaptık. Sektörün içine girince aslında eğitim kurumlarının eksikleri fark ediyorsunuz. Fason bir nesil yetiştirilmiş. Son 30 yılda ezbere dayalı sisteme dönüşmüş. Öz becerileri gelişmemiş, kendini ifade etmekten yoksun bir nesil yetişmiş. Ödül-ceza mantığıyla eğitiliyorlar. Çocuk hayata dair hiçbir şey öğrenemiyor” dedi.
Bu farkındalıkla okul açmaya karar veren Akdere, yatırıma pandemi döneminde başladı. Bir anlamda Don Kişot’luk yaptı. Önce bina buldu. Uluslararası eğitim sistemlerinin önemli zorunluluklarından biri olan deprem bölgelerinde okul binalarının çelik konstrüksiyon olarak inşaa edilmesi zorunluluğundan dolayı, Menemen’de çelik konstrüksiyonla inşa edilmiş binayı kendi ideallerine uygun bir okul haline getirdi. 2021’de 12 öğrenci ile eğitime başladı. 3 yıllık süreçte gerek öğrencilerin ve velilerin memnuniyeti gerekse tanıtım çalışmalarıyla bu yıl öğrenci sayısını 120’ye yükseltti. Bu öğrencilerin yarıdan fazlası da burslu. Gelişmiş ülkelerdeki eğitim sistemlerini temel alan okul, hedefi ezberlemeyen, öğrenmeyi öğrenen, yaratıcı, üretici, proje odaklı nesiller yetiştirmek. Başta İngilizce, yabancı dili en iyi seviyede öğrenmek sistemin olmazsa olmazı.
“Ödül-ceza mantığından uzak öğretmenler seçmeye çalışıyoruz”
Kurdukları sistemi en iyi şekilde uygulayacak öğretmen seçmek için çok titiz davrandıklarını anlatan Süheyla Akdere, “En nitelikli öğretmenleri seçmeye çalışıyoruz. Hala ideali bulabilmiş değiliz. Hepsi ödül ceza mantığı ile yetiştiği için sistemin parçası. Sistemin dışına çıkanlar sistemin dışına çıkan insanlar yetiştirebiliyor. Sorumluluklar ve haklar mantığı ile yetiştirmeye çalışıyoruz. Önce öğretmenin alıştığı sistemden çıkması gerekiyor. Zorlanınca, Atatürk’ü düşünüyorum. Zor durumlardan nasıl çıktığını düşünüyorum. Kolay olanı yapsaydım, birikimimi buraya aktaramazdım. Çocuğumun eğitiminde gördüklerimle yanlışları fark ettim. Lüks yarışlarını gördüm. Çocuğumu bu değerlerden uzaklaştırarak başladım. Eğitim sektörüne geçiş kararım böyle başladı. İzmir’e manevi bağlılığım vardı. 30 yıllık İstanbul deneyiminden sonra radikal bir kararla tanımadığım İzmir’de okul açtım” diye konuştu.
“Bu sektöre para kazanmak için değil, eğitim vermek için girdim”
Çocukları tüketimden uzaklaştırıp, üretici olmaya, ekonomiye adapte etmeye çalıştıklarını belirten Akdere, eğitim mantıklarını şöyle anlattı; “Lüks kaygım yok. Çocukların bunu algılamasını istiyorum. Bu mantığı vermeye çalışıyoruz. Yeni bir Masa tenisi masası almaya karar verdik. Bir öğrencim, ‘öğretmenim tenis masası almaya gerek yok. 2 metre profil alıp biz üretebiliriz’ dedi. Bu çocuklara bir şey vermişiz, üretmeyi öğretmişiz. Anadolu’da bir kıyafeti sırayla tüm çocuklar giyer, yıpranan kumaş kilim olur. Çocuklar her şeyi tüketmeye alışmış. Hayatın hiçbir noktasında üretime dahil değiller. Ailelerin, eğitim kurumlarının yapması gereken çocuğu ekonomiye dahil etmek, üretimi öğretmek. Çocukken, koyunların çalılara takılan yünlerini toplar, köye gelen çerçilere verir, (seyyar bakkal) yerine bir şeyler alırdık. Bundan büyük keyif alırdık. Çünkü emek verir, kendi ekonomimizi kazanırdık. O yıllarda ticareti öğrendim. Ben bu sektöre para kazanmak için girmedim. Eğitim vermek için girdim. Okulumuzdaki öğrencilerin yarısından fazlası burslu. Maddi imkanları yetersiz öğrenciler de burada okuyor. Öğrenci alırken, kız öğrencilere pozitif ayrımcılık yapıyoruz, öncelik veriyoruz. Her canlının nasıl yaşamaya hakkı varsa, her insanın da eğitime ihtiyacı var. Aslında bu devletin görevi. Ben özel okulcu değilim. Bir işletme yürütüyoruz. 40 personel çalışıyor. Onların maaşı, giderler, vergiler. Bir sistem yürütüyoruz. Keşke bunu devlet karşılasa. Eğitim sistemi tamamen devletin elinde olsa. Bir özel okul işletmecisi olarak bunları söylemem belki doğru değil ama eğitim devletin asli görevi. Beni devlet okuttu. Babam bana da bir çift kara lastik aldı, çoban çocuğu da kara lastik giydi. Özel okulların burslu okutma alt sınırı yüzde 3. Bunun üstüne okul karar veriyor. Tüccar bakışı olan okullar var. Sınav yapıyor. Sınav harcını bile gelir kabul ediyor. Eğitimci fasoncular elinde çocuklarımız pinpon topu gibi. Bu haliyle gitmez. Zincirin kırılması lazım. Butik okullar olmalı. Keşke devlet özel eğitimi kaldırsa. Hemen gider anahtarı veririm. Ama demiyor.”
Süheyla Akdere okullarındaki eğitim sistemini de şöyle açıkladı; “Uluslararası bir eğitim modelini uygularken başlangıç noktası doğru bir sistemle ve öğretme ve öğrenme arzusuna sahip nitelikli öğretmenlerle yola çıkmak. Öğretmenin öğrenciyle kurduğu doğru iletişim ve bağ öğrencinin kendisini aşmasına yardımcı oluyor.
Öğretmenlerle öğrenci arasında kurulan bağda öğretmenin bir ebeveyn algısı yaratmadan doğru bir ilişki kurması öğrenciler için önem taşıyor. Uluslararası sistemlerde küçük yaşta başlayan branşlaşmanın sebebi de bu. Öğrenci öğretmenin sınıfta mentör olduğunu ve onu bilgiyle donatmak için orada olduğunun bilincinde olsun istiyoruz. Biz bu sisteme kreşte başlıyoruz. Kreşte bile 8 farklı öğretmen oluyor. Her ilimizde birçok özel öğretim kurumu var. İzmir bu konuda öncü illerden biri, Türkiye genelinde yüzde 12-13 olan özel okul oranı İzmir’de yaklaşık yüzde 25. Peki bu okulların birbirinden farkı nedir? Eğitim felsefeleri nedir? Çocuklar için ne yapıyorlar? Velinin bakış açısı da çocuğum korunaklı bir yerde olsun, gözüm arkada kalmasın. Halbuki velinin odağında “çocuğum yeteneklerini keşfetsin, gelişsin ve hayallerine ulaşabileceği, en iyi şekilde gelişeceği okulda olsun” olmalı... Biz öğrenmeyi öğretiyoruz. Çocukları mizaç ve bireysel yeteneklerini yok sayarak değerlendiren bir sistemde ilerleme hedefimiz yok. Çocukların hayallerini çalmayın, gerisi gelir. Mevcut eğitim sistemi çocukların hayallerinin önüne ket vuruyor. Hayallerini çalıyor. Hayallerin sonu yok. Ezbere dayalı eğitim sistemlerinin içinden çıkan insanların maalesef hayalleri kalmıyor.”
Dünyaya Açılan Kapı
Uluslararası ICS Okulları’nın anaokulundan liseye kadar farklı kademelerde 120 öğrencisi var. Yabancı öğrencilere de sahip. Anaokulu, ilk, orta, lisenin her kademesinde birer sınıf, her sınıfta 10-16 öğrenci var. 40 eğitimciye sahip. Uluslararası eğitim sistemleri, erken çocukluk döneminden başlayarak Oxford Uluslararası Müfredatı (OIC) ile tüm derslere entegre edilmiş olarak sunuluyor. Uluslararası iş birlikleri ile lise öğrencileri farklı diploma programlarına katılarak çift diploma sahibi olma fırsatı yakalıyorlar. Trinity College London programı ise öğrencilere uluslararası müzik ve İngilizce drama programlarının sertifikalarını okulda aldıkları eğitimlerle alma fırsatı sunuyor.
Her öğretmen biri İngilizce olmak üzere en az iki dil biliyor. Milli Eğitim müfredatı, farklı uluslararası sistemlerin öğrenmeyi öğreten yöntemi ile uygulanıyor. Her öğrenci çok iyi İngilizce öğreniyor. Bütün öğrenciler lisede İngilizce’ye hakim, tüm alanlarda, Türkiye’de ya da farklı ülkede üniversite eğitimi alabilecek donanıma sahip oluyor. Bu süreçte öğrencinin hangi alana yönelebileceği konusunda da rehberlik hizmeti veriliyor. Spor ve sanat alanında kendini keşfetmesi sağlanıyor. Yetenekleri ortaya çıkıyor.