Süreyya SEDAT/ ÖZEL HABER İzmir’in en büyük sorunlarının başında gelen çarpık kentleşmenin en büyük örneği kaldırımlarda göze çarpıyor. Yaklaşık 4 buçuk milyon kişiye dayanan nüfusu ile her geçen gün daha da karmaşık hale gelen İzmir’de vatandaşlar kaldırım yerine yolun araçlara ayrılan kısmı olan asfaltın üzerinden yürüyor. Bu durum hem kazalara davetiye çıkarıyor hem de kaldırımların işlevsizliğini ortaya koyuyor. Şehir bu haldeyken maalesef kentte kaldırım kültürü de oluşmuyor.
Yürümek mucize
Özellikle Konak, Karşıyaka ve Buca gibi sıkışık sokaklara sahip merkez ilçelerde kaldırımlar neredeyse bir insanın tek başına bile yürüyemeyeceği kadar dar oluyor. Öte yandan zaten dar olan kaldırımlar bir de elektrik direği, telefon kutuları gibi şeylerle işgal edilince vatandaşın asfaltın üzerinde yürümekten başka şansı kalmıyor. Yıllardır kentin birçok noktasında aynı manzara yaşanınca kentte kaldırım kültürü de oluşmuyor. Kentin merkez noktalarındaki kaldırımlar da esnafın işgaline uğrayınca olan yine vatandaşa oluyor. Bebek arabasıyla ya da tekerlekli sandalyeler ile kaldırımı kullanmak neredeyse mucizeye dönüşüyor.
İşgal altında
Öte yandan diğer bir büyük problem ise esnafın kaldırımı işgal etmesi. Marketler içecek dolabını, kimisi dondurma dolabını kaldırıma yerleştirirken, kimi işletmeler ise masa ve sandalyeleri dahi vatandaşların yürüyeceği kaldırımlara yerleştiriyor. Yerel yönetimler ise bu uygulamaları görmezden gelince iş içinden çıkılmaz bir hal alıyor. Hal böyle olunca da vatandaş, kaldırım yerine araçlara ayrılan asfalt yoldan yürüyor.