Turizm açısından çeşitli materyallere sahip olan İzmir’in yıllardır hak ettiği noktaya ulaşamadığına dikkat çeken Tercan, ‘İzmir turizm cenneti. Doğası, güneşi, denizi, tarihi ve kültürel özellikleri, sağlık ve inanç turizmini destekleyecek zengin kaynakları ile İzmir’in sektörde geri kalması kabul edilebilir bir durum değil.
Parti ayrımı yapmadan..
31 Mart seçimleri sonrasında hiçbir parti ayırımı gözetmeden, turizmin getirilerini doğru algılayan, kente getireceği refahı ve katkıları iyi süzen, turizmcilerin dertlerini çözmeye gönüllü olabilecek belediye başkanlarının seçilmesi bizim için çok önemli. İzmir turizmde çok zaman kaybetti. Kaybedilen zamanın telafisi için çok çalışmamız, eksiklerimizi gidermemiz, tanıtım ve altyapı çalışmalarındaki boşlukları doldurmamız lazım. Bunun için turizmcilere destek olacak, doğru rehberlik edecek yerel yönetimlere ihtiyacımız var’ diye konuştu.
Turizm değerlerini bacasız fabrika olarak tanımlayan Bülent Tercan, ‘5 yıldızlı bir otel tesisini düşünün. Yan sektörleriyle yüzlerce insana ekmek sağlıyor. Bulunduğu bölgeden yaptığı alışverişlerle çevre ticaret dünyasını kalkındırıyor, dışarıdan getirdiği insanlarla bulunduğu ilçeyi tanıtıyor. Aynı şekilde termal tesisler, inanç turizmini besleyen değerlerin bulunduğu ilçelerdeki otel ve pansiyonlar da benzer hizmetleri yapıyor.
Allah’ın İzmir’e hediyesi..
Ne var ki bu kazanımlara değer katmayı bırakın doğru düzgün koruyamıyoruz bile. 30 yılı aşkın turizm sektöründeyim, Meryem Ana’ya, Kadifekale’ye bir teleferik inşa etmeyi, Ilıca’daki dünyaca meşhur çamur ve termal suları değerlendirecek modern tesisler inşa etmeyi planlayan yerel yöneticiler olmadı. Bunlar küçük örnekler. Turizmde yarıştığımız Yunanistan firmaları, işletmeleri, yerel yönetimleri parayla İzmir’deki termal kaynaklara, şifalı sulara sahip tesislere sahip olamıyorlar. Allah’ın İzmir’e hediyesi bu kaynakları hiç olmazsa bundan sonra doğru değerlendirebilmek için turizmciyi anlayan başkanların göreve seçilmesini istiyoruz’ dedi.