İlk aşamada, bir araya gelerek kirliliğin nedenlerini ve çözüm önerilerini tartışan izmirli gençler, konu hakkında İzmir halkına yönelik anket hazırlayarak, ankette İzmir Körfezi'ndeki kirliliğe ilişkin önemli sorulara yer verdiler.Ankette yer alan, körfezdeki koku ve kirliliğin boyutunun ne düzeyde olduğuna dair soruya, ankete katılan 100 kişiden 18'i "çok yüksek" 62'si "yüksek" kalan 20 kişi ise "normal" cevabını verdi. Ankete katılanlardan İzmirli A.Y. sahilde yürüyüş yapmaktan hoşlandığını ancak körfezdeki kokunun yaşam kalitesini düşürdüğünü ve her gün spor yaptığı sırada bu kokuya maruz kaldığını belirtti. Üç genç ayrıca konuyla ilgili hazırladıkları makalelerinde yayınlamak üzere yapmış oldukları anket sonucuna göre körfezde İzmir halkının rahatsız olduğu iki farklı noktadan numune aldılar. Alınan numunelerde, İnciraltı'nda suyun pH oranı 6.93, klorür oranı 23442,7mg/L ve sülfat oranı 1390,22 mg/L iken Karşıyaka'daki değerlerin pH 7.35, klorür 22293,1mg/L ve sülfat ise 1398,84 şeklinde sonuçlandığı görüldü. Bu değerleri önceki yıllardaki oranlarla kıyaslayan gençler, mevcut değerlerin önceki yıllara oranla yüksek olduğunu tespit ettiklerini söylediler.Körfez'deki kirliliğe karşı çözüm önerilerini de değerlendiren Armağan, Bostan ve Okuyucu, konuyla ilgili sosyal medyada farkındalık oluşturulabileceğini, deniz suyunun arıtılabileceğini ve filtrelemede arke bakterilerinden yararlanılabileceği değerlendirmesinde bulundular.
İzmirli gençler bunlara ek olarak bakanlık ya da belediyeler tarafından oluşturulacak komisyonla fabrikalardan çıkan atık suların doğrudan körfeze boşaltılmasının önüne geçilebileceğini ve aracı kuruluşların belirli kuralları uygulayarak kirliliğin en aza indirilebileceğini söylediler.
İzmirli gençler bunlara ek olarak bakanlık ya da belediyeler tarafından oluşturulacak komisyonla fabrikalardan çıkan atık suların doğrudan körfeze boşaltılmasının önüne geçilebileceğini ve aracı kuruluşların belirli kuralları uygulayarak kirliliğin en aza indirilebileceğini söylediler.