Bugün sahip olduğumuz özgürlüğümüzün ve bağımsızlığımızın, bu topraklarda barış içerisinde, insanca yaşamamızın en büyük sağlayıcısı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün;
"Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz. En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır... Hayatta gerçek yol gösterici ilimdir, fendir. İlim ve fenden başka yol gösterici aramak gaflettir, dalalettir, cehalettir." diyerek yaklaşık 100 yıl önce söylediği anlayışla ülkemiz düşe kalka bugünlere geldi. Yapılan devrimler vatandaşlarımızın insani yaşam standartlarını yüceltmek ve Türkiye Cumhuriyeti'ni ileriye götürmek için yapıldı. Avrupa’nın birçok konuda sahip olmadığı bireysel haklar insanlarımıza sağlanarak, yurttaşlık bilinci, oluşturuldu. Kadına seçme ve seçilme hakkı tanındı.
Demokrasi kültürü oluşturulması için temeller atıldı. 21. yüzyıla girdiğimiz son dönemlerde ülkemizde maalesef dengeler yerinden oynatılmaya çalışılıyor. Son günlerde duyduğumuz küçük evlatlarımızın din kisvesi altında tacize uğradığı haberleri maalesef tüylerimizi ürpertti. Hiçbir koşulda ne akılla, ne ahlakla, ne de bir inançla insaniyet adına kabul edilemeyecek bu durum sadece bir sapkınlık olmalıdır. Cumhuriyet’in yargısının derhal bu duruma müdahale etmesi, siyasetçilerin 3-5 oy hesabı yapmadan, bu durumun üzerine gitmesi gerekmektedir.
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın da derhal, gerçek müslüman ve dindar vatandaşlarımızın içini rahatlatacak nitelikte, ülkemizin uluslararası itibarını alt üst edecek, bu durumla ilgili bir açıklama yapması gerekmektedir.
Bu yaşanan olayların kökten sonlandırılması için tüm milletimizi Akıl, Ahlak ve Adalet duygusuyla yaşamaya davet ediyoruz.
