Yoksullukla mücadele konusunda uzun yıllar çalışan ve bu alanda kamu yöneticisi olarak edindiği deneyimi yerel yönetim düzeyinde uygulamak hedefiyle Bayraklı Belediye Başkanlığı’na talip olan CHP’li Ulaş Aydın, toplumu ilgilendiren konularda sosyal medya hesabı üzerinden dikkat çekici değerlendirmeler yapmaya devam ediyor. Ulaş Aydın, son paylaşımında 2023 yılında ekonomik açıdan yaşanan zorlukları yurttaşlar açısından ele aldı. Derinleşen yoksulluğun, insanların temel ihtiyaçlarından dahi mahrum kalmasına neden olduğunu verilerle ortaya koyarak vurgulayan Aydın, yaptığı paylaşımda şu ifadeleri kullandı:
‘Yoksullaşma ve yoksunlaşma yılı’
“2023 geride kaldı, pek çok başlıkta muhasebesi yapılacaktır. Ancak görmezden gelinmeyecek olan, geçtiğimiz yılın hemen hepimiz için yoksullaşma yılı olması. İzmir ise bundan en sert etkilenen şehirlerden. Yılın sonunda yapılan araştırmaya göre mevcut ekonomik durumda hayatından memnun olduğunu söyleyen İzmirlilerin oranı yalnızca %14,7. Bu oran kadınlarda %8,6’ya düşüyor.
Her 5 kişiden yalnızca 1’i aylık geliriyle ayda 4 hafta geçinebiliyor. Geriye kalanlar ya hazırı tüketiyor ya borçlanıyor ya da diğer hane üyelerinin geliri sayesinde geçinebiliyor. Beş kişiden üçünün aylık geliri ilk 2 haftada bitiyor.”
‘Alışkanlıklardan vazgeçmek zorunda kaldık’
“Artan maliyetleri karşılamak için alışkanlıklarından vazgeçenlerin oranı %30, 65 yaş üstünde bu oran %40’a çıkıyor. Dar gelirlilerin %75’i maliyetler yüzünden hijyen harcamalarını dahi azaltmak zorunda kalmış. %88’i ise kırmızı et tüketimini ya bırakmış ya da azaltmış. İzmirlilerin yarısını oluşturan düşük gelirlilerin %85’i dışarda yemek yemediğini ifade ediyor. Yani 2023’te yoksullaşma beraberinde yoksunlaşmayı da getirdi. Tatile gidemeyen, dışarıda yemek yiyemeyen, temel hijyen giderlerini dahi kısmak zorunda kalan, günü kurtaran, eve kapanan ve hayatta kalmaya çalışan milyonlar var. Toplum bunun geçici olmasını umarak dişini sıkıyor, ancak bu sürdürülebilir değil. Bu kadar sert bir yoksullaşmanın beraberinde şiddeti, öfkeyi, tahammülsüzlüğü getirmemesi şaşırtıcı olurdu.”
‘Kıyameti engellemek gerek’
“Peki ne yapmalı?
Savunmasızların savunulması, yoksulluk ve yoksunluk karşısında halkın korunması için sosyal devleti güçlü şekilde yeniden hatırlamalı.
Yoksulluğu aynen terör ve afet gibi kamu güvenliği tehdidi olarak gören hak temelli bir kamu refahı bakış açısı edinmeli.
Kimsenin günlük temel ihtiyaçlardan mahrum kalmayacağını garanti altına alan güçlü bir sosyal destek ağı kurmalı.
Destek faaliyetini eğitim, istihdam ve sosyal hayata katma amaçlı sürdüren bir sosyal yardım programı işletmeli.
Bu sadece yoksul ve yoksunlar değil, tüm toplumun huzur ve güvenliği için ön şart. Birinin yiyip, diğerinin baktığı her senaryonun sonu kıyametle sonuçlandı. Kıyameti engellemek ise kamu gücünü elinde tutanların sorumluluğunda.
Bayraklı gibi gelir adaletsizliğinin sert yaşandığı bir ilçede bu sorumluluğu her gün hisseden bir yerel yönetim aklı gerek.”
CHP’li Ulaş Aydın: 2023, yoksullaşma ve yoksunlaşmanın yılı oldu
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Bayraklı Belediye Başkan Aday Adayı Ulaş Aydın, sosyal medya hesaplarından yaptığı paylaşımda 2023 yılında yaşanan ekonomik krizi İzmir ve Bayraklı açısından değerlendirdi. Aydın, “Bayraklı gibi gelir adaletsizliğinin sert yaşandığı bir ilçede sosyal adaleti sağlama sorumluluğunu her gün hisseden bir yerel yönetim aklı gerek” ifadelerini kullandı.
Yoksullukla mücadele konusunda uzun yıllar çalışan ve bu alanda kamu yöneticisi olarak edindiği deneyimi yerel yönetim düzeyinde uygulamak hedefiyle Bayraklı Belediye Başkanlığı’na talip olan CHP’li Ulaş Aydın, toplumu ilgilendiren konularda sosyal medya hesabı üzerinden dikkat çekici değerlendirmeler yapmaya devam ediyor.
Ulaş Aydın, son paylaşımında 2023 yılında ekonomik açıdan yaşanan zorlukları yurttaşlar açısından ele aldı. Derinleşen yoksulluğun, insanların temel ihtiyaçlarından dahi mahrum kalmasına neden olduğunu verilerle ortaya koyarak vurgulayan Aydın, yaptığı paylaşımda şu ifadeleri kullandı:
‘Yoksullaşma ve yoksunlaşma yılı’
“2023 geride kaldı, pek çok başlıkta muhasebesi yapılacaktır. Ancak görmezden gelinmeyecek olan, geçtiğimiz yılın hemen hepimiz için yoksullaşma yılı olması. İzmir ise bundan en sert etkilenen şehirlerden.
Yılın sonunda yapılan araştırmaya göre mevcut ekonomik durumda hayatından memnun olduğunu söyleyen İzmirlilerin oranı yalnızca %14,7. Bu oran kadınlarda %8,6’ya düşüyor.
Her 5 kişiden yalnızca 1’i aylık geliriyle ayda 4 hafta geçinebiliyor. Geriye kalanlar ya hazırı tüketiyor ya borçlanıyor ya da diğer hane üyelerinin geliri sayesinde geçinebiliyor. Beş kişiden üçünün aylık geliri ilk 2 haftada bitiyor.”
‘Alışkanlıklardan vazgeçmek zorunda kaldık’
“Artan maliyetleri karşılamak için alışkanlıklarından vazgeçenlerin oranı %30, 65 yaş üstünde bu oran %40’a çıkıyor.
Dar gelirlilerin %75’i maliyetler yüzünden hijyen harcamalarını dahi azaltmak zorunda kalmış. %88’i ise kırmızı et tüketimini ya bırakmış ya da azaltmış.
İzmirlilerin yarısını oluşturan düşük gelirlilerin %85’i dışarda yemek yemediğini ifade ediyor.
Yani 2023’te yoksullaşma beraberinde yoksunlaşmayı da getirdi. Tatile gidemeyen, dışarıda yemek yiyemeyen, temel hijyen giderlerini dahi kısmak zorunda kalan, günü kurtaran, eve kapanan ve hayatta kalmaya çalışan milyonlar var.
Toplum bunun geçici olmasını umarak dişini sıkıyor, ancak bu sürdürülebilir değil. Bu kadar sert bir yoksullaşmanın beraberinde şiddeti, öfkeyi, tahammülsüzlüğü getirmemesi şaşırtıcı olurdu.”
‘Kıyameti engellemek gerek’
“Peki ne yapmalı?
Savunmasızların savunulması, yoksulluk ve yoksunluk karşısında halkın korunması için sosyal devleti güçlü şekilde yeniden hatırlamalı.
Yoksulluğu aynen terör ve afet gibi kamu güvenliği tehdidi olarak gören hak temelli bir kamu refahı bakış açısı edinmeli.
Kimsenin günlük temel ihtiyaçlardan mahrum kalmayacağını garanti altına alan güçlü bir sosyal destek ağı kurmalı.
Destek faaliyetini eğitim, istihdam ve sosyal hayata katma amaçlı sürdüren bir sosyal yardım programı işletmeli.
Bu sadece yoksul ve yoksunlar değil, tüm toplumun huzur ve güvenliği için ön şart. Birinin yiyip, diğerinin baktığı her senaryonun sonu kıyametle sonuçlandı. Kıyameti engellemek ise kamu gücünü elinde tutanların sorumluluğunda.
Bayraklı gibi gelir adaletsizliğinin sert yaşandığı bir ilçede bu sorumluluğu her gün hisseden bir yerel yönetim aklı gerek.”