Bir avuç kadındık yola çıktığımızda. 

Öldürülen her kadının ailesinin acısını içselleştirdik ama kader demelerine izin vermedik, yaşama hakkının kutsallığını anlattık, dünyayı değiştirecek olanın kadın gücü olduğunu da. Kadına, çocuğa ve LGBT’lilere yönelik cinayet, şiddet, taciz ve tecavüze karşı toplumsal duyarlılık ve refleks geliştirdik ve hukuki süreçlerde yanlarında olduk, dini, dili, ırkı ve cinsel tercihleriyle “Kadınlar vardır,” dedik ve mücadelemize yeni kadın arkadaşlarımızı kattık. Çoğaldık, “Kadın, Kadının Yurdudur,” dedik ama ölen kız kardeşlerimizin de bir yurdu olmalıydı. Balıkesir’de öldürülen her kadın topraktan yeniden doğmalıydı.
8 Mart 2017’ydi fidanlarımızı toprakla buluşturduğumuzda. Her bir fidan öldürülen bir kadındı, kendi rengiyle, kokusuyla, dalıyla, çiçeğiyle. Bizler aynı gökyüzünün kardeşleriydik. 
Büyük şairin dediği gibi;
Bir ağaç gibi tek ve hür, Bir orman gibi kardeşcesine, yaşıyorlar Burhaniye Kadın Ormanımızda.
Asla unutmadık onlar
Kök salsınlar istiyoruz barışın olduğu topraklarda. Dal versinler, sarsınlar yüreklerindeki sevgiyi gövdelerine.
Yaşasınlar özgür sonsuzluklarında.
Bize düşeni biliyoruz, can suyu verdik, can kattık, sıra her ağacı yaşatmakta. 
Körfez Kadın Dayanışması olarak, kadın cinayetlerinin olmadığı “Eşit ve Özgür” bir dünyada yaşama hakkımızı savunmak için, bir kişi daha eksilmemeyi başarmak için kadının  dayanışmasını  büyütmekten geçiyor yolumuz.
Emeğimiz, Bedenimiz, Kimliğimiz, Özgürlüğümüz İçin Örgütlü Mücadelemize Devam Edeceğiz.
Yaşasın Kadınların Kızkardeşlik Dayanışması..
Yaşasın Körfez Kadın Dayanışması